XIX. Yüzyılda Osmanlı Devleti: Dağılma Süreci ve Modernleşme Hamleleri 🍂


XIX. Yüzyıl Osmanlısı: Parçalanma, Reform ve Kimlik Arayışı

XIX. yüzyıl, Osmanlı İmparatorluğu için varoluşsal bir mücadele çağıdır. Fransız İhtilali'nin yaydığı milliyetçilik akımları ve Sanayi İnkılabı'nın getirdiği ekonomik dengesizlikler karşısında imparatorluk, toprak bütünlüğünü korumaya ve modernleşme çabalarıyla ayakta kalmaya çalışmıştır. Bu yüzyıl, aynı zamanda Osmanlıcılık, İslamcılık, Türkçülük gibi farklı ideolojilerin de tartışıldığı bir dönemdir.

Osmanlı'nın Jeopolitik Konumu ve Dış Politikada Denge Siyaseti

  • Şark Meselesi: Avrupa devletlerinin Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalama, topraklarını paylaşma ve Doğu Akdeniz'e hakim olma politikalarına verilen genel isimdir. Özellikle Rusya'nın sıcak denizlere inme, İngiltere'nin Hindistan yolu güvenliği, Fransa'nın Akdeniz ve Kuzey Afrika çıkarları bu meselenin temelini oluşturmuştur.
  • Denge Politikası: Osmanlı, büyük Avrupa devletleri arasındaki çıkar çatışmalarından yararlanarak varlığını sürdürme çabasına girmiştir. Bir devletin saldırganlığına karşı diğer bir büyük devletin desteğini alarak toprak bütünlüğünü korumayı amaçlamıştır. Bu politika, Kırım Savaşı (1853-1856) gibi çatışmalarda kendini göstermiştir.
  • Milliyetçilik İsyanları ve Bağımsızlıklar: Fransız İhtilali'nin etkisiyle Balkanlarda yaşayan Sırplar, Rumlar, Bulgarlar gibi milletler bağımsızlık isyanları başlatmışlardır. Yunan İsyanı (1821) ve 1829 Edirne Antlaşması ile Yunanistan bağımsızlığını kazanmıştır. Balkan milletlerinin bağımsızlıklarını kazanması, imparatorluğun giderek küçülmesine ve iç istikrarsızlığın artmasına yol açmıştır.

Modernleşme ve Reform Hareketleri

  • II. Mahmut Dönemi (1808-1839): Osmanlı tarihinde köklü reformların yapıldığı bir dönemdir.
    • Vaka-i Hayriye (1826): Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması, reformların önündeki en büyük engelin ortadan kaldırılması anlamına gelmiştir. Modern bir ordu olan Asakir-i Mansure-i Muhammediye kurulmuştur.
    • Merkezi Otoritenin Güçlendirilmesi: Tımar sisteminin kaldırılması, müsadere usulünün sınırlanması, eyaletlerdeki ayanların etkisinin azaltılması.
    • İdari ve Hukuki Düzenlemeler: Divan-ı Hümayun'un kaldırılması, nazırlıklar (bakanlıklar) kurulması, ilköğretimin zorunlu hale getirilmesi, Avrupa'ya öğrenci gönderilmesi, ilk gazete (Takvim-i Vekayi) çıkarılması.
    • Kılık Kıyafet Reformu: Fes giyme zorunluluğu gibi batılılaşma sembolleri.
  • Tanzimat Fermanı (1839): Mustafa Reşit Paşa tarafından Gülhane Hatt-ı Hümayunu olarak okunmuştur. Temel ilkeleri: can, mal, namus güvenliğinin sağlanması, herkesten gelirine göre vergi alınması, mahkemelerin herkese açık olması, kanun önünde eşitlik (Müslim-Gayrimüslim ayrımı yapmaksızın). Hukuk üstünlüğünü ve bireysel hakları güvence altına almayı amaçlamıştır.
  • Islahat Fermanı (1856): Kırım Savaşı sonrası Paris Barış Konferansı öncesi ilan edilmiştir. Tanzimat Fermanı'nın aksine Avrupalı devletlerin baskısıyla hazırlanmıştır. Amacı, Avrupalı devletlerin Osmanlı'nın iç işlerine karışmasını engellemekti. Gayrimüslimlere daha geniş haklar tanınmıştır: devlet memuru olabilme, askeri okullara girebilme, mahkemelerde şahitlik yapabilme, cizye vergisinin kaldırılması. Ancak bu, Müslüman halkta tepkiye yol açmış, gayrimüslimlerin devlete bağlılığını artırmadığı gibi, Avrupalı devletlerin müdahalesine zemin hazırlamıştır.

Osmanlı Aydınları ve Yeni Fikir Akımları

  • Osmanlıcılık: II. Mahmut ve Tanzimat dönemlerinde etkili olan bu akım, Osmanlı topraklarında yaşayan tüm milletleri (din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın) tek bir Osmanlı kimliği altında birleştirmeyi amaçlamıştır. Tanzimat ve Islahat fermanları, bu anlayışın ürünleridir. Balkan Savaşları ile etkisini yitirmiştir.
  • İslamcılık (Ümmetçilik): II. Abdülhamit döneminde öne çıkan bu akım, Müslümanları Halife etrafında birleştirerek Batı'nın saldırgan politikalarına karşı bir direnç oluşturmayı amaçlamıştır. Jön Türk hareketinin muhalefeti ve I. Dünya Savaşı'nda Arapların İngilizlerle işbirliği yapmasıyla gücünü kaybetmiştir.
  • Batıcılık: Batı'nın bilim ve teknolojisini alarak Osmanlı'yı modernleştirme fikridir. Askeri, eğitim, hukuk gibi alanlarda Batı tarzı düzenlemeleri savunmuştur. Günümüz Türkiye Cumhuriyeti'nin temelini oluşturan fikirlerden biridir.
  • Türkçülük (Turancılık): Özellikle Kırım ve Kafkasya'dan gelen Türk aydınlarının etkisiyle gelişen bu akım, tüm Türkleri tek bir bayrak altında birleştirmeyi amaçlamıştır. Başlangıçta kültürel bir hareketken, XIX. yüzyıl sonu ve XX. yüzyıl başında siyasi bir boyut kazanmıştır. Balkan Savaşları sonrası Osmanlıcılık'ın yerine geçen temel ideoloji olmuştur.

Kanun-i Esasi ve Meşrutiyet Dönemleri

  • Jön Türkler (Genç Osmanlılar): Batı'da eğitim görmüş, parlamenter sistem, anayasal yönetim ve özgürlükler fikrini benimsemiş aydın grubudur. Padişahın mutlak otoritesinin kısıtlanmasını ve anayasal bir rejime geçilmesini savunmuşlardır.
  • I. Meşrutiyet (1876): Jön Türklerin baskısıyla II. Abdülhamit tarafından ilan edilmiştir. Kanun-i Esasi (ilk Osmanlı Anayasası) yürürlüğe girmiş, Mebusan Meclisi açılmıştır. Ancak 93 Harbi (Osmanlı-Rus Savaşı) bahane edilerek II. Abdülhamit tarafından 1878'de kapatılmıştır.
  • II. Meşrutiyet (1908): İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin baskısıyla II. Abdülhamit, yeniden anayasayı yürürlüğe koymuş ve meclisi açmıştır. Bu dönem, siyasi partilerin kurulduğu, düşünce özgürlüğünün arttığı ancak aynı zamanda siyasi çalkantıların, askeri darbelerin ve toprak kayıplarının (Bosna-Hersek'in ilhakı, Bulgaristan'ın bağımsızlığı, Girit'in Yunanistan'a katılması) yaşandığı bir dönem olmuştur.

Yorumlar (0)

Yorum yapmak için giriş yapmanız veya kayıt olmanız gerekmektedir.

Henüz hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!