Osmanlı Devleti'nde Kültür ve Medeniyet: Devlet Yönetimi ve Ordu ⚖️


Osmanlı Devleti'nde Devlet Yönetimi

Merkeziyetçi Yapı

Osmanlı Devleti, güçlü bir merkeziyetçi yapıya sahipti. Bütün yetkiler, mutlak egemen olan padişahta toplanmıştı. Padişah, yasama, yürütme ve yargı yetkilerini şahsında birleştiriyordu. Ancak bu yetkiler, Şeri Hukuk (İslam Hukuku), Örfi Hukuk (Türk gelenekleri) ve akılcı devlet yönetimi ilkeleriyle sınırlandırılmıştı.

Padişah ve Saray Teşkilatı

  • Padişah: Devletin başı, mutlak vekilidir. Kanuni Sultan Süleyman döneminden itibaren "Halife" unvanını da kullanarak İslam dünyasının dini lideri konumuna yükselmiştir.
  • Saray: Yönetimin merkeziydi. Topkapı Sarayı, üç ana bölümden oluşurdu:
    • Birun (Dış Saray): Devlet işlerinin yürütüldüğü, alayların ve törenlerin yapıldığı bölümdü. Askeri ve idari bürokrasinin önemli bir kısmı burada görev yapardı.
    • Enderun (İç Saray): Padişahın özel hayatını sürdürdüğü ve aynı zamanda devşirme sistemiyle getirilen yetenekli çocukların devlet adamı ve asker olarak eğitildiği okuldu. Enderun, Osmanlı Devleti'nin önemli insan kaynağını yetiştirmiştir.
    • Harem: Padişah ailesinin yaşadığı, kendi içinde sıkı kuralları olan ve valide sultanın önemli bir nüfuza sahip olduğu bölümdü.

Divan-ı Hümayun

Orhan Bey döneminde kurulan ve Fatih Sultan Mehmed dönemine kadar padişah başkanlığında toplanan Divan-ı Hümayun, devletin en yüksek karar organıydı. Fatih'ten itibaren divana Sadrazam başkanlık etmeye başlamıştır. Divanın görevleri arasında yasama (kanun teklifleri), yürütme (kararların uygulanması) ve yargı (en yüksek mahkeme) fonksiyonları bulunuyordu. Önemli üyeleri:

  • Sadrazam (Vezir-i Azam): Padişahın mutlak vekili, divanın başkanı, padişah adına mühür taşırdı.
  • Kubbealtı Vezirleri: Sadrazamın yardımcılarıydı.
  • Kazasker: Eğitim ve yargı işlerinden sorumluydu, kadı ve müderris atamalarını yapardı.
  • Defterdar: Mali işlerden sorumluydu, bütçeyi hazırlardı.
  • Nişancı: Padişah fermanlarına tuğra çeker, arazi kayıtlarını tutar, kanunları düzenlerdi.
  • Reisülküttap: Divan katipleri başıydı, zamanla dış işlerinden sorumlu olmuştur.
  • Şeyhülislam: Divanın doğal üyesi değildi ancak alınan kararların İslam hukukuna uygunluğunu denetler, fetva verirdi.

Taşra Teşkilatı

Devlet, merkezi otoriteyi sağlamak amacıyla taşrada eyaletlere, sancaklara ve kazalara ayrılmıştı. Her birim kendi içinde bir yönetim, askerî ve adli yapıya sahipti.

  • Eyaletler: Beylerbeyi tarafından yönetilir, eyaletin güvenliğinden Sancak Beyleri ve Alay Beyleri sorumluydu. Tımar sistemi bu bölgelerde uygulanırdı.
  • Sancaklar: Sancak Beyleri tarafından yönetilirdi.
  • Kazalar: Kadılar (hem adli hem idari yetkili), subaşılar (güvenlik) ve voyvodalar (vergi toplama) tarafından yönetilirdi.

Osmanlı Devleti'nde Ordu

Osmanlı ordusu, devletin büyümesinde ve varlığını sürdürmesinde kilit rol oynamıştır. Merkezi ve eyalet olmak üzere iki ana bölümden oluşuyordu:

Kapıkulu Ocakları (Merkez Ordusu)

Devşirme sistemiyle toplanan ve özel olarak eğitilen, doğrudan padişaha bağlı profesyonel askerlerdi. Maaşları (ulufe) üç ayda bir devlet hazinesinden ödenirdi.

  • Acemi Ocağı: Devşirme çocukların ilk eğitimi aldığı yerdi.
  • Yeniçeri Ocağı: Kapıkulu askerlerinin en önemli piyade birimiydi. Savaşlarda ön saflarda yer alırdı.
  • Cebeciler: Ordunun silahlarını yapar, tamir eder ve korurdu.
  • Topçular: Top döken ve kullanan birliklerdi.
  • Humbaracılar: Havan topu ve el bombası yapımından sorumluydu.
  • Lağımcılar: Kale kuşatmalarında tüneller açan birliklerdi.
  • Sipahi Ocağı: Kapıkulu süvarileriydi (Silahdarlar, Sipahiler, Ulufeciler, Gureba).

Eyalet Askerleri

Tımar sistemiyle yetişen ve büyük çoğunluğunu oluşturan bu askerler, savaş zamanı orduya katılır, barış zamanı ise kendi topraklarında tarım ve güvenlikle ilgilenirlerdi.

  • Tımarlı Sipahiler: Tımar topraklarında yaşayan, elde ettikleri gelirin bir kısmıyla kendi ve besledikleri askerlerin (cebelü) masraflarını karşılayan atlı askerlerdi. Ordunun en kalabalık ve en etkili gücünü oluştururdu.
  • Akıncılar: Sınır boylarında yaşayıp düşman topraklarına akınlar düzenleyen hafif süvari birlikleriydi.
  • Yayalar ve Müsellemler: Osmanlı'nın ilk düzenli ordusuydu, Orhan Bey döneminde kurulmuştur. Fetihlerle birlikte sayıları azalmış, geri hizmet birliklerine dönüşmüştür.
  • Azaplar: Gönüllü Türk gençlerinden oluşan hafif piyade birlikleriydi, genellikle ordunun ön saflarında yer alırlardı.
  • Beşliler: Sınır bölgelerinde kale ve geçitleri koruyan, her beş aileden bir kişinin alındığı birliklerdi.

Donanma

Karesioğulları Beyliği'nin alınmasıyla temelleri atılan donanma, Orhan Bey döneminde gelişmeye başlamış, Fatih Sultan Mehmed ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde Akdeniz'in en güçlü deniz gücü haline gelmiştir. Kaptan-ı Derya tarafından yönetilir, gemilerde azaplar ve leventler (deniz askerleri) görev yapardı.

Yorumlar (0)

Yorum yapmak için giriş yapmanız veya kayıt olmanız gerekmektedir.

Henüz hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!