Türk Edebiyatının Dönemlere Ayrılmasındaki Ölçütler ve Başlıca Dönemler 📜


Giriş: Edebiyat Tarihçiliği ve Dönemlendirme Problemi

Edebiyat tarihi, bir milletin yahut belli bir coğrafyanın edebî ürünlerinin kronolojik bir akış içerisinde incelenmesi ve yorumlanmasıdır. Bu disiplin, sadece eserleri sıralamakla kalmaz, aynı zamanda edebî gelişmeleri sosyo-kültürel, siyasi ve sanatsal bağlamlar içinde değerlendirir. Edebiyatın dönemlere ayrılması, bu karmaşık yapıyı anlaşılır kılmak, değişimleri ve süreklilikleri gözlemlemek için başvurulan metodolojik bir gerekliliktir. Ancak dönemlendirme, mutlak ve kesin çizgilerle yapılamayan, aksine yoruma açık ve tartışmalı bir alandır.

Dönemlendirmede Kullanılan Başlıca Ölçütler

Türk edebiyatının dönemlere ayrılmasında, Batı edebiyat tarihçiliğinden de esinlenilerek çeşitli kriterler benimsenmiştir. Bu ölçütler, edebî eserlerin üretim ve alımlama süreçlerini etkileyen temel faktörleri yansıtır:

  • Dil ve Kültür Değişimleri: Bir dilin zamanla geçirdiği dönüşümler, özellikle Arapça ve Farsça gibi yabancı dillerin etkisiyle yaşanan kelime ve sentaks değişiklikleri, edebî dilin yapısını derinden etkilemiştir. Türkçenin farklı coğrafyalarda (Karahanlı Türkçesi, Hakaniye Türkçesi, Eski Anadolu Türkçesi, Osmanlı Türkçesi vb.) aldığı biçimler, bu ayrımda önemli bir rol oynar. Kültürel bağlamdaki değişimler (göç, din değişimi, Batılılaşma) de edebiyatın içeriğini ve biçimini belirler.
  • Dinî ve İnançsal Yapı: Türklerin İslamiyet'i kabul etmesi, edebiyatın ana damarını ve dünya görüşünü kökten değiştirmiştir. İslamiyet öncesi sözlü geleneğin motifleri yerini, İslamî ilim ve kültürden beslenen yeni bir estetiğe bırakmıştır. Daha sonraki dönemlerde, dinin toplumsal hayattaki yeri ve etkisi edebî üretimde belirleyici olmuştur.
  • Coğrafi ve Medeniyet Değişiklikleri: Türklerin Orta Asya'dan Anadolu'ya göçü, farklı medeniyetlerle (İran, Bizans, Arap) etkileşimi, edebiyatın gelişim rotasını tayin etmiştir. Göçebe kültürden yerleşik kültüre geçiş, şehirleşme gibi faktörler, yeni edebî merkezlerin oluşumuna ve farklı estetik anlayışların doğuşuna zemin hazırlamıştır.
  • Sanat Anlayışı ve Akımlar: Edebiyatın "sanat için sanat" ya da "toplum için sanat" gibi farklı yaklaşımlarla üretilmesi, dönemler arasındaki belirgin ayrımlardan biridir. Batılılaşma sürecinde ortaya çıkan yeni edebî akımlar (Tanzimat, Servet-i Fünun, Fecr-i Ati, Milli Edebiyat vb.) de dönemlendirmede anahtar rol oynamıştır.
  • Tarihi ve Siyasi Gelişmeler: Savaşlar, imparatorlukların yıkılışı ve kuruluşu, rejim değişiklikleri (Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçiş gibi) edebiyatın konusu, üslubu ve işlevi üzerinde doğrudan etkiye sahiptir. Bu tür gelişmeler, edebî eserlerde dönemin ruhunu yansıtan temaların işlenmesine yol açar.

Türk Edebiyatının Ana Dönemleri

Yukarıdaki ölçütler doğrultusunda, Türk edebiyatı genel olarak üç ana döneme ayrılır:

  • 1. İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı (M.Ö. 4000/M.S. 11. yy.):
    • a. Sözlü Edebiyat: Sav, sagu, koşuk gibi nazım biçimleriyle destanların egemen olduğu dönemdir. Şamanist ve Gök Tanrı inancı çevresinde gelişmiştir. Ozanlar, kamlar, baksılar önemli figürlerdir.
    • b. Yazılı Edebiyat: Köktürk Yazıtları (Orhun Abideleri) ve Uygur Metinleri (Altun Yaruk, Sekiz Yükmek, Irk Bitig vb.) ile ilk yazılı ürünler verilmiştir. Dinî (Budist, Maniheist) ve didaktik içeriklidir.
  • 2. İslamiyet Etkisindeki Türk Edebiyatı (11. yy. - 19. yy.):
    • a. Geçiş Dönemi Eserleri (11-12. yy.): Kutadgu Bilig, Divanü Lugati't-Türk, Atabetü'l-Hakayık, Divan-ı Hikmet gibi eserlerle İslamî değerlerin ve Arap-Fars edebiyatı etkisinin başladığı, ancak henüz milli ögelerin de güçlü olduğu dönemdir.
    • b. Halk Edebiyatı: Anonim Halk Edebiyatı (mani, türkü, ninni, ağıt vb.), Dinî-Tasavvufî Halk Edebiyatı (ilahi, nefes, deme, devriye, şathiye vb.) ve Aşık Edebiyatı (koşma, semai, varsağı, destan vb.) olmak üzere üç ana kolda gelişir. Sözlü geleneğin, halkın yaşamının ve inançlarının yansımasıdır.
    • c. Divan Edebiyatı (Klasik Türk Edebiyatı): Saray ve çevresinde, medrese eğitimi almış aydın zümre tarafından Arap ve Fars edebiyatı nazım biçimleri ve estetiği örnek alınarak oluşturulmuştur (gazel, kaside, mesnevi, rubai, tuyuğ, şarkı vb.). Genellikle aruz vezni kullanılır ve sanatlı, mecazlı bir dil benimsenir.
  • 3. Batı Etkisindeki Türk Edebiyatı (19. yy. ortası - Günümüz):
    • a. Tanzimat Edebiyatı (1860-1896): Batı'dan alınan roman, tiyatro, makale gibi yeni türlerin ilk örneklerinin verildiği, "sanat toplum içindir" anlayışının kısmen benimsendiği dönemdir. Dilin sadeleşmesi ve toplumsal fayda hedeflenir.
    • b. Servet-i Fünun Edebiyatı (1896-1901): Sanat için sanat anlayışının ağır bastığı, dilin ağırlaştığı, Batı'daki Parnasizm ve Sembolizm akımlarının etkisinde kalınan dönemdir.
    • c. Fecr-i Âti Edebiyatı (1909-1911): "Sanat şahsi ve muhteremdir" ilkesiyle Servet-i Fünun'a tepki olarak doğsa da kalıcı olamamış, kısa ömürlü bir edebî topluluktur.
    • d. Milli Edebiyat Dönemi (1911-1923): Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp gibi isimlerle "Yeni Lisan" hareketinin başladığı, dilde sadeleşme ve milli kaynaklara dönme fikrinin benimsendiği dönemdir.
    • e. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı (1923-Günümüz): Millî Edebiyat'ın mirası üzerine kurulan, edebiyatın birçok farklı eğilim, akım ve şair/yazarla zenginleştiği, modern Türk edebiyatının oluştuğu dönemdir. Şiir, hikâye, roman, deneme, tiyatro gibi türlerde çok sayıda önemli eser verilmiştir.

Yorumlar (0)

Yorum yapmak için giriş yapmanız veya kayıt olmanız gerekmektedir.

Henüz hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!