Din, Ahlak ve Evrensel Değerler ⚖️🌍


Din, Ahlak ve Evrensel Değerler

Din ve ahlak arasındaki ilişki, insanlık tarihi boyunca felsefi ve teolojik tartışmaların merkezinde yer almıştır. İslam, din ile ahlakı birbirinden ayrılmaz bir bütün olarak ele alır. İslam'ın temel kaynakları olan Kur'an ve Sünnet, inanç esaslarının yanı sıra, bireysel ve toplumsal yaşamı düzenleyen kapsamlı bir ahlaki sistem sunar. Bu ahlaki sistem, sadece Müslümanlara değil, tüm insanlığa hitap eden evrensel değerlerle de örtüşür.

1. Din ve Ahlak İlişkisi

İslam'da ahlak, sadece kuru bir kural dizisi veya toplumsal bir uzlaşıdan ibaret değildir; aksine, Allah'a iman ve O'nun emirlerine itaatle temellendirilen bir yaşam biçimidir. Ahlaki davranış, Allah'ın rızasını kazanma ve takvaya (Allah bilinciyle yaşama) ulaşma amacı güder.

  • Vahiy Kaynaklı Ahlak: İslam ahlakının temel kaynağı Kur'an ve Sünnet'tir. Allah'ın emirleri ve yasakları, Hz. Peygamber'in örnek ahlakı (Üsve-i Hasene), doğru ve yanlışın, iyi ve kötünün ne olduğunu belirler. Bu, ahlaki değerlerin nesnel ve değişmez bir temele oturduğu anlamına gelir.
  • Akıl ve İrade: İslam, insanın akıl sahibi bir varlık olduğunu ve bu akıl sayesinde iyiyi kötüden ayırma yeteneğine sahip olduğunu kabul eder (Maturidi kelamında iyilik ve kötülüğün akılla bilinebileceği fikri). Ancak vahiy, aklın tek başına ulaşmakta zorlanacağı veya yanlış yorumlayabileceği konularda rehberlik eder. İnsan, özgür iradesiyle ahlaki seçimler yapar ve bu seçimlerinden sorumludur.
  • Amel ve Niyet: İslam ahlakında niyetin önemi büyüktür. Bir davranışın ahlaki değeri, sadece fiilin kendisine değil, aynı zamanda o fiili gerçekleştirme amacına da bağlıdır. İhlâs (samimiyet) ve Allah rızası için yapılan fiiller makbuldür.

2. İslam Ahlakının Temel Değerleri

İslam ahlakı, bireyin kendisiyle, diğer insanlarla, çevreyle ve Allah'la olan ilişkilerini düzenleyen bir dizi temel değer üzerine kuruludur. Bu değerler Kur'an'da 'mekârimü'l-ahlak' (üstün ahlaki özellikler) olarak ifade edilir.

  • Adalet (Adl): Her şeyi yerli yerine koymak, hak sahibine hakkını vermek, eşitlik ve doğrulukla hükmetmek. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde adaletin tesisi İslam'ın temel hedeflerindendir. 'Allah adaleti, iyiliği ve akrabaya yardımı emreder.' (Nahl, 16/90)
  • Doğruluk ve Dürüstlük (Sıdk, Emanet): Sözde, işte ve niyette doğru olmak (sıdk). Güvenilir olmak, kendisine emanet edilene sahip çıkmak (emanet). Bu, ticari hayattan sosyal ilişkilere kadar her alanda esastır.
  • İhsan (Güzellik, İyilik Yapma): Yaptığı her şeyi en güzel şekilde yapmak, Allah'ı görüyormuş gibi kulluk etmek ve insanlara iyilikte bulunmak. İhsan, sadece görevini yapmakla kalmayıp fazlasını yapmayı ifade eder.
  • Affedicilik ve Hoşgörü (Afv, Semahah): Güçlü iken affedebilmek, başkalarının kusurlarını örtmek, farklı düşünce ve inançlara saygı göstermek.
  • Merhamet ve Şefkat (Rahmet): Tüm canlılara karşı acıma ve sevgi hissi taşımak, onların iyiliğini gözetmek.
  • Sabır (Sabr): Zorluklar karşısında metanetli olmak, ibadetleri istikrarlı bir şekilde yerine getirmek, günahlardan sakınmada direnmek.
  • Tevazu (Alçakgönüllülük): Kendini başkalarından üstün görmemek, kibirden uzak durmak.
  • İnfak ve Yardımlaşma: Allah yolunda harcamak, yoksullara, muhtaçlara yardım etmek, toplumsal dayanışmayı sağlamak. Zekat ve sadaka bu değerin kurumsallaşmış halleridir.

3. Evrensel Değerler ve İslam Ahlakı

Evrensel değerler, tüm insanlık tarafından ortak kabul gören, kültürel farklılıkları aşan ve insan onurunu, haklarını, refahını esas alan ilkelerdir (örneğin adalet, dürüstlük, merhamet, insan hakları). İslam ahlakı, özü itibarıyla bu evrensel değerlerle güçlü bir uyum içindedir.

  • İnsan Onuru ve Hakları: Kur'an, insanı 'eşref-i mahlukat' (yaratılmışların en şereflisi) olarak kabul eder ve ona saygı duyulmasını emreder. Can, mal, akıl, nesil ve dinin korunması (zarurat-ı hamse) gibi temel haklar İslam hukukunda güvence altına alınmıştır.
  • Adalet ve Eşitlik: İslam, ırk, dil, cinsiyet veya sosyal statü ayrımı yapmaksızın tüm insanlar arasında adaleti emreder. 'Allah katında en üstün olanınız, takva bakımından en üstün olanınızdır.' (Hucurat, 49/13).
  • Barış ve Huzur: İslam kelimesi 'silm' (barış) kökünden gelir. İslam'ın temel amacı, bireysel ve toplumsal barışı tesis etmektir.
  • Çevreye Saygı: İslam, insanın yeryüzünün halifesi olduğunu ve doğal kaynakları emanet olarak koruması gerektiğini öğretir. Bu da modern çevre bilinciyle örtüşen bir değerdir.

Bu evrensel değerler, dinlerin ve felsefi sistemlerin ortak paydası olup, İslam ahlakının sadece Müslümanlara değil, tüm insanlığa hitap eden ve onlarla ortak bir zeminde buluşmayı mümkün kılan yönlerini oluşturur.

Örnek Sorular ve Çözümleri

Soru 1:

İslam ahlakı, bireysel ve toplumsal yaşamın tüm veçhelerini kapsayan geniş bir değerler sistemidir. Bu değerler arasında 'Adalet', temel bir ilke olarak öne çıkar ve Kur'an'da pek çok ayette vurgulanır. Adalet, sadece hukuksal bir kavram olmanın ötesinde, bireyin kendi nefsiyle, diğer insanlarla, çevreyle ve Allah'la olan ilişkilerinde de bir denge ve hakkaniyet ölçüsüdür.

Aşağıdakilerden hangisi, İslam ahlakındaki 'adalet' kavramının kapsamına girmez?

A) Bir kimsenin başkaları hakkında verdiği hükümlerde tarafsız ve dürüst olması.
B) Kendi nefsine karşı adil davranarak aşırıya gitmemesi, beden ve ruh sağlığını koruması.
C) Çevreyi ve doğal kaynakları sorumlu bir şekilde kullanarak gelecek nesillerin hakkını gözetmesi.
D) Birinin yaptığı iyiliğe, iyilikle karşılık verirken, yapılan kötülüğe misliyle mukabele etmesi.
E) Çalışanların haklarını tam ve zamanında ödemesi, kul hakkına riayet etmesi.

Çözüm 1:

Doğru cevap D seçeneğidir.

  • A seçeneği doğrudur. Başkaları hakkında verilen hükümlerde tarafsız ve dürüst olmak, adaletin en temel gereklerinden biridir. Bu, mahkemelerde, iş ilişkilerinde veya sosyal değerlendirmelerde geçerlidir.
  • B seçeneği doğrudur. Adalet, kişinin kendi nefsine karşı da sorumluluklarını içerir. Sağlığına dikkat etmek, aşırıya kaçmamak, bedenin ve ruhun hakkını vermek bu kapsamdadır.
  • C seçeneği doğrudur. Çevreye karşı adalet, doğal kaynakların israf edilmemesi, kirletilmemesi ve gelecek nesillerin de bunlardan faydalanma hakkının korunmasıdır. Bu, İslam'ın 'emanet' anlayışının bir parçasıdır.
  • D seçeneği yanlıştır. İslam ahlakında, yapılan kötülüğe misliyle karşılık verme (kısas) hakkı olsa da, Kur'an ve Sünnet affetmeyi, bağışlamayı ve kötülüğe iyilikle karşılık vermeyi (ihsan) teşvik eder. 'Kötülüğün karşılığı, ona denk bir kötülüktür. Kim bağışlar ve barışı sağlarsa, onun mükafatı Allah'a aittir.' (Şura, 42/40). Bu ilke, adaletin ötesinde 'ihsan' ve 'afv' değerlerini vurgular. Misliyle mukabele etmek adalet olabilir ancak İslam ahlakı genellikle affı ve iyiliği öncelikli kılar, kötülüğe kötülükle değil, iyilikle karşılık vermeyi tavsiye eder.
  • E seçeneği doğrudur. Çalışanların hakkını tam ve zamanında ödemek, kul hakkına riayet etmek, ticari ve insani ilişkilerde adaletin önemli bir tezahürüdür.

Soru 2:

İslam ahlakında 'ihsan' kavramı, sadece iyilik yapmakla sınırlı kalmayıp, yapılan her işi en güzel ve mükemmel şekilde yapmayı ifade eder. Hz. Peygamber (s.a.v.), 'İhsan, Allah'ı görüyormuş gibi ibadet etmendir; sen O'nu görmüyorsan da O seni görmektedir' buyurarak bu kavramın derinliğini açıklamıştır.

Bu bağlamda, aşağıdaki davranışlardan hangisi 'ihsan' kavramının ruhuna en uygun düşmektedir?

A) Bir işi sadece görev olduğu için yapmak ve asgari düzeyde tamamlamak.
B) Sadece görünüşte iyi olmak için başkalarına karşı nazik davranmak.
C) Toplumsal baskı veya cezadan kaçınmak için kurallara uymak.
D) Bir yoksula sadaka verirken, bunu en güzel şekilde, incitmeden ve içtenlikle yapmak.
E) Yaptığı bir iyiliği sürekli başkalarına anlatarak kendi fedakarlığını yüceltmek.

Çözüm 2:

Doğru cevap D seçeneğidir.

  • A seçeneği yanlıştır. İhsan, görevin ötesinde, bir işi en güzel ve eksiksiz şekilde yapma çabasıdır. Asgari düzeyde yapmak bu kavramın ruhuna aykırıdır.
  • B seçeneği yanlıştır. İhsan, samimiyet ve içtenlik gerektirir. Sadece görünüşte iyi olmak, riya ve samimiyetsizliktir.
  • C seçeneği yanlıştır. İhsan, dışsal bir motivasyondan (baskı, ceza korkusu) ziyade, Allah bilinciyle ve içsel bir motivasyonla yapılan iyiliktir.
  • D seçeneği doğrudur. Bir yoksula sadaka verirken, bunu incitmeden, gönülden ve en güzel şekilde yapmak, yani hem fiili (sadaka) hem de niyeti ve yapılış biçimini (incitmeme, içtenlik) mükemmelleştirmek ihsan kavramının tam karşılığıdır. Hz. Peygamber'in hadisindeki 'Allah'ı görüyormuş gibi' ifadesi, bu titizliği ve içsel motivasyonu vurgular.
  • E seçeneği yanlıştır. Yaptığı iyiliği başkalarına anlatmak, riya ve gösteriş olabilir ve iyiliğin sevabını azaltır veya yok eder. İhsan, daha çok gizlilik ve samimiyetle ilişkilendirilir.

Yorumlar (0)

Yorum yapmak için giriş yapmanız veya kayıt olmanız gerekmektedir.

Henüz hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!