Doğal Afetler ve Risk Yönetimi 🌋


Giriş: Doğal Afetlerin Coğrafi Boyutu

Doğal afetler, doğal süreçlerin insan yaşamı ve faaliyetleri üzerinde olumsuz etkiler yaratmasıyla ortaya çıkan olaylardır. Bu olaylar, can ve mal kayıplarına yol açarken, ekonomik ve sosyal yapıları da derinden etkiler. Coğrafya, doğal afetlerin oluşum nedenlerini, dağılışını, etkilerini ve bu afetlere karşı geliştirilen risk azaltma stratejilerini kapsamlı bir şekilde inceler. Bu bölümde, doğal afetlerin sınıflandırılması, temel özellikleri ve afet risk yönetimi yaklaşımları üzerinde durulacaktır.

Doğal Afet Kavramı ve Sınıflandırılması

Bir doğa olayı, ancak insan yaşamını, faaliyetlerini ve yerleşim alanlarını olumsuz etkilediğinde 'afet' niteliği kazanır. Örneğin, okyanus ortasındaki bir fırtına doğal bir olayken, yerleşim alanlarını etkileyen bir fırtına doğal afettir.

Doğal Afetlerin Sınıflandırılması:

Doğal afetler genellikle kökenlerine göre sınıflandırılır:

1. Jeolojik ve Jeomorfolojik Kökenli Afetler:

Yerkabuğu hareketleri ve yer şekilleri süreçleriyle ilişkili afetlerdir.

  • Deprem: Yerkabuğu içindeki ani kırılmalarla oluşan sarsıntılardır. Fay hatları üzerinde yoğunlaşırlar. Türkiye, Alp-Himalaya Deprem Kuşağı üzerinde yer aldığı için yüksek deprem riski taşır.
  • Volkanizma: Magmanın yeryüzüne çıkarak patlamalar veya lav akıntıları şeklinde etkili olmasıdır. Genellikle levha sınırlarında görülür.
  • Tsunami: Okyanus ve deniz tabanında meydana gelen deprem, volkanizma, heyelan gibi olaylar sonucu oluşan dev dalgalardır. Kıyı bölgeleri için büyük tehdit oluşturur.
  • Heyelan (Kütle Hareketi): Yamaç dengesinin bozulması sonucu toprak ve kaya kütlelerinin yerçekimi etkisiyle aşağı doğru hareketidir. Eğimli araziler, suya doygun topraklar ve depremler tetikleyici faktörlerdir.
  • Kaya Düşmesi: Dik yamaçlarda kaya bloklarının koparak aşağı yuvarlanmasıdır.
  • Çökme (Obruk): Özellikle kalkerli arazilerde, yer altı sularının etkisiyle oluşan boşlukların tavanının çökmesiyle meydana gelir.

2. Klimatolojik ve Hidrolojik Kökenli Afetler:

İklim ve su döngüsü ile ilişkili afetlerdir.

  • Sel ve Taşkın: Aşırı yağışlar, kar erimeleri veya baraj kapaklarının açılması sonucu akarsu yataklarının taşması ve çevresindeki alanların su altında kalmasıdır. Can ve mal kaybına, tarım arazilerinin yok olmasına neden olur.
  • Kuraklık: Bir bölgede beklenen yağış miktarının uzun bir süre boyunca ortalamanın altına düşmesiyle ortaya çıkan su kıtlığıdır. Tarımsal üretimde düşüş, su kaynaklarının tükenmesi gibi sonuçları vardır.
  • Fırtına ve Hortum: Şiddetli rüzgarların neden olduğu yıkıcı doğa olaylarıdır. Hortumlar daha küçük alanlarda ancak daha büyük yıkım gücüyle etkili olur.
  • Dolu ve Şiddetli Yağışlar: Tarım alanlarına ve yerleşim yerlerine zarar verebilir.
  • Çığ: Eğimli ve karla kaplı yamaçlarda, kar kütlesinin yerçekimi etkisiyle hızla aşağı kaymasıdır. Özellikle dağlık bölgelerde kış turizmi ve ulaşım için risk oluşturur.

3. Biyolojik Kökenli Afetler:

Canlı organizmaların neden olduğu afetlerdir.

  • Salgin Hastalıklar (Epidemi / Pandemi): Virüs, bakteri gibi mikroorganizmaların neden olduğu, geniş alanlara yayılan ve çok sayıda insanı etkileyen hastalıklardır.
  • Böcek İstilaları: Tarım alanlarına veya ormanlara zarar veren böceklerin kontrolsüz yayılımıdır.

4. Beşeri Kökenli Afetler (Teknolojik Afetler):

İnsan faaliyetleri sonucunda veya teknolojik sistemlerde meydana gelen arızalar nedeniyle oluşan olaylardır. Genellikle 'doğal afet' kapsamına girmeseler de, doğal ortamla etkileşimi nedeniyle coğrafi açıdan önemlidir.

  • Yangınlar (özellikle orman yangınları): Kuraklık ve insan ihmaliyle tetiklenebilir.
  • Endüstriyel Kazalar: Kimyasal sızıntılar, nükleer kazalar.
  • Ulaşım Kazaları: Büyük ölçekli tren, uçak kazaları.

Afet Yönetimi ve Risk Azaltma Stratejileri

Afet yönetimi, afetlerin neden olduğu zararları en aza indirmek ve afetlere karşı toplumun direncini artırmak için yapılan tüm faaliyetleri kapsar. Temelde iki aşamadan oluşur: Afet Öncesi ve Afet Sonrası.

Afet Öncesi (Risk Azaltma ve Hazırlık):

Bu aşama, afetlerin potansiyel etkilerini azaltmayı ve toplumu olası bir afete hazırlamayı amaçlar.

  • Risk Değerlendirmesi: Bir bölgedeki potansiyel afet türlerini, sıklığını ve büyüklüğünü belirlemek.
  • Mekansal Planlama (İmar Düzenlemeleri): Yerleşim alanlarını afet riskli bölgelerden uzaklaştırmak, yapılaşmayı riskli alanlarda kısıtlamak.
  • Yapı Denetimi: Binaların afetlere karşı dayanıklı inşa edilmesini sağlamak (örn. depreme dayanıklı binalar).
  • Erken Uyarı Sistemleri: Afetlerin (sel, tsunami, fırtına vb.) gelişini önceden haber vererek halkın tahliyesini sağlamak.
  • Eğitim ve Bilinçlendirme: Halkı afet riskleri ve afet anında yapılması gerekenler konusunda bilgilendirmek.
  • Afet Senaryoları ve Tatbikatlar: Olası afet durumlarına karşı müdahale ekiplerinin ve halkın hazırlıklı olmasını sağlamak.

Afet Sonrası (Müdahale ve İyileşme):

Bu aşama, afet anında ve sonrasında acil yardım, kurtarma, barınma ve yeniden yapılandırma faaliyetlerini kapsar.

  • Arama ve Kurtarma Çalışmaları: Afetten etkilenenlerin hayatını kurtarmak.
  • Acil Yardım ve Barınma: Afetzedelerin temel ihtiyaçlarını karşılamak (gıda, su, barınma, sağlık).
  • Hasar Tespiti ve Envanter: Afetin neden olduğu fiziki ve sosyal zararları belirlemek.
  • Yeniden Yapılandırma ve Rehabilitasyon: Hasar gören altyapı ve yerleşim birimlerini onarmak veya yeniden inşa etmek, afetzedelerin normal yaşama dönmesini sağlamak.

Modern afet yönetiminde, sadece afete müdahale etmek yerine, afet öncesinde riskleri azaltmaya odaklanan 'risk yönetimi' yaklaşımı ön plana çıkmaktadır.

Örnek Sorular ve Çözümleri

Örnek Soru 1:

Türkiye'de jeolojik ve jeomorfolojik kökenli afetler arasında depremler ve heyelanlar önemli yer tutar. Bu iki afet türünün, Türkiye'nin coğrafi özellikleri düşünüldüğünde, ortak risk artırıcı faktörleri arasında aşağıdakilerden hangisi sayılamaz?

  1. Aktif fay hatlarının varlığı
  2. Eğimli ve engebeli arazi yapısı
  3. Bilinçsiz ve kaçak yapılaşma
  4. Yağış miktarının fazlalığı
  5. Genç oluşumlu arazi yapısı

Çözüm 1:

  • Aktif fay hatlarının varlığı: Türkiye bir deprem ülkesidir. Fay hatları deprem riskini, dolaylı olarak da deprem kaynaklı heyelan riskini artırır.
  • Eğimli ve engebeli arazi yapısı: Heyelanların temel koşullarından biridir. Depremle birlikte eğimli arazilerde kütle hareketleri tetiklenebilir.
  • Bilinçsiz ve kaçak yapılaşma: Deprem riskini artıran ve heyelan bölgelerinde yapılaşmanın tehlikesini yükselten beşeri bir faktördür.
  • Yağış miktarının fazlalığı: Özellikle heyelanların tetikleyicisi olan en önemli faktörlerden biridir. Toprağın suya doygun hale gelmesi, yamaç dengesini bozar. Ancak depremlerin oluşumunda yağışın doğrudan bir etkisi yoktur (deprem fay hatlarının hareketidir). Yağışın depremler üzerinde doğrudan risk artırıcı bir ortak faktör olduğu söylenemez.
  • Genç oluşumlu arazi yapısı: Hem depremler (levha hareketlerinin güncel olması) hem de heyelanlar (jeolojik olarak henüz oturmamış, parçalanmış kayaç yapısı) için risk artırıcı bir jeolojik faktördür.

Bu durumda, yağış miktarının fazlalığı heyelanlar için risk artırıcı bir faktörken, depremler için doğrudan ve ortak bir risk artırıcı faktör değildir.

Doğru Cevap: D

Örnek Soru 2:

Küresel iklim değişikliğinin neden olduğu düşünülen aşağıdaki doğal afetlerden hangisinin etkileri, diğerlerine göre küresel ölçekte çok daha geniş bir coğrafi alana yayılır ve uzun vadede tüm kıtalarda hissedilebilir?

  1. Tsunami
  2. Volkanik Patlama
  3. Şiddetli Fırtınalar ve Hortumlar
  4. Kuraklık
  5. Çığ

Çözüm 2:

  • Tsunami: Genellikle kıyı bölgelerini etkiler.
  • Volkanik Patlama: Patlamanın olduğu bölge ve çevresini etkiler.
  • Şiddetli Fırtınalar ve Hortumlar: Genellikle belirli bölgelerle sınırlıdır ve yerel/bölgesel etkilere sahiptir.
  • Kuraklık: Küresel iklim değişikliğinin en önemli ve geniş ölçekli etkilerinden biridir. Yağış rejimindeki değişiklikler ve artan sıcaklıklar nedeniyle tarımsal verimliliği düşürür, su kaynaklarını azaltır ve göçlere neden olabilir. Kuraklık, bölgesel olarak başlayıp uzun vadede birçok kıtada hissedilebilen bir olgudur.
  • Çığ: Dağlık ve karla kaplı bölgelerle sınırlıdır.

Kuraklık, küresel iklim değişikliğinin bir sonucu olarak, doğrudan veya dolaylı yollarla gıda güvenliğinden ekonomiye, göçlerden su kaynaklarına kadar tüm dünyayı etkileyebilecek potansiyele sahip, en geniş coğrafi alana yayılan afettir.

Doğru Cevap: D

Yorumlar (0)

Yorum yapmak için giriş yapmanız veya kayıt olmanız gerekmektedir.

Henüz hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!